Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin dünyadan yatırım alan bir cazibe merkezi haline geldiğini belirterek, global tedarik zincirindeki kırılmalar başta olmak üzere pek çok sebepten ötürü memleketler arası şirketlerin Türkiye’yi inançlı liman olarak gördüğünü söyledi.
Mustafa Varank, Macaristan’ın Türkiye’deki birinci medikal yatırımı olan Medicor Medical’de, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto ile baş başa ve heyetler ortası görüşmelerin akabinde düzenledikleri ortak basın toplantısında, şirketin ülkeye yapacağı yatırım vesilesiyle memnunluk duyduğunu söyledi.
Karşılıklı üst seviye ziyaretler, kurulan istişare sistemleri ve yapılan yatırımlarla, iki ülke ortasındaki alakalarda her alanda ivme yakaladıklarını bildiren Varank, tabirini kullandı.
“Türkiye’yi katma bedelli üretimle büyütmenin derdindeyiz”
AR-GE’den tasarım merkezlerine, eser ticarileştirilmesinden üretime, bölgesel lojistik faaliyetlerine kadar 300’e yakın küresel firmanın faaliyetlerini Türkiye’ye taşıdığını anlatan Varank, şöyle konuştu:
“250 milyar dolarlık milletlerarası direkt yatırımı 21 yıllık iktidarımız periyodunda çekmeyi başardık. Asya, Avrupa ve Afrika’nın kesişim noktasındaki pozisyonumuz sayesinde global pazarlara kolay kolay erişebilme imkanımız var. Özel bölüm yatırımlarını özendirmek ve desteklemek için kapsamlı bir teşvik sistemi uyguluyoruz. Teşvik sistemimizde bölgesel kalkınmayı, stratejik kesimleri ve eserleri önceliklendiriyoruz. 2003’ten bugüne yaklaşık 3 trilyon liralık sabit yatırım ve 4 milyon istihdam öngören, 110 binin üzerinde yatırım için teşvik belgesi düzenledik. Öncelikli alanlardan olan medikal bölümündeki bu yatırımı da bu kapsamda desteklediklerimiz içine aldık.
Medicor, Macaristan’daki üretiminin bir kısmını ülkemize taşıyarak, ürettiği eserleri Türkiye’nin yanı sıra, Orta Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkelerine de ihraç edecek, ülkemize katma paha sağlayacak. Türkiye’yi katma kıymetli üretimle büyütmenin kaygısındayız. Bunun için de hem yerli firmalarımızı hem de memleketler arası firmaları yeni yatırımlar yapmak üzere desteklemeye, ülkemizdeki yatırım ortamını daha da düzgünleştirmeye ve cazip hale getirmeye devam edeceğiz.”
“6 milyar dolarlık ticaret hacmi amacına kısa müddette ulaşılacak”
Varank, Macaristan hükümetiyle geliştirdikleri yakın işbirliği sayesinde, 2001’de sırf 356 milyon dolar olan ticaret hacmini 10 kat artırarak 3,5 milyar doların üzerine çıkardıklarını tabir ederek, kurulan işbirliği düzeneklerinin bundan sonraki süreçte meyvelerini vermeye devam edeceğini kaydetti.
Atılacak adımlarla iki ülke ortasındaki 6 milyar dolarlık ticaret hacmi gayesine kısa müddette ulaşılacağını bildiren Varank, “Macaristan, soydaşımız, kadim dostumuz ve stratejik bir iş ortağımız. Tarihi çok eskilere dayanan siyasi, ekonomik ve kültürel bağlantılarımız var. Bu açıdan Bakanlar olarak, önderlerimizin ortaya koyduğu işbirliği perspektifinde vazife yaptığımız müddet içinde bu alakalara müspet katkı sağlamayı bir görev bildik. Buna nazaran hareket ettik. İlgilerimizi daha da ileriye taşımak ve derinleştirmek için Türkiye ve Macaristan güçlü bir irade ortaya koyuyor. Türkiye-Macaristan Karma Ekonomik Kurulu 8. Devir toplantısı vesilesiyle ocakta Budapeşte’deydik. Karşılıklı yatırımlar ve müteahhitlik hizmetlerinden, üçüncü ülkelerdeki işbirliklerine, bilim ve teknolojiden yeşil dönüşüme, güçten tarıma, sağlıktan turizme daha pek çok alanda mevcut ilgilerimizi daha da güçlendirecek kararlar aldık. Türk iş dünyasının pek çok meselesini bedelli dostum Sayın Szijjarto şahsen inisiyatif alarak tahlile kavuşturdu.” diye konuştu.
Varank, iki ülke ortasındaki alakaların katlanarak ilerlemeye devam edeceğini belirterek, hem Türk yatırımcıların Macaristan’daki hem de Macaristan menşeli firmaların Türkiye’deki yatırımlarının gelecek periyotta daha da artacağını lisana getirdi.
İki ülke olarak üçüncü ülkelerde de yatırımlara devam edeceklerinin söz eden Varank, “Bununla ilgili adımlarımızı da atmaya devam ediyoruz. Medicor firmasının ülkemize yaptığı yatırımın iki ülke endüstrisi için değerli bir dönüm noktası olduğunu belirterek, güzel olmasını diliyorum. Bu işbirliği için Sayın Szijjarto başta olmak üzere tüm Macar yetkililere şükranlarımı sunuyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Varank, ülkeler ortasındaki dostluk muahedesinin 100. yıldönümü münasebetiyle 2024’ün Türkiye-Macaristan Kültür Yılı olarak kutlanacağını lisana getirerek, uzun müddettir istikrarlı bir yükseliş trendi içindeki bağların yeni yatırım ve projelerle sürat kesmeden devam edeceğini vurguladı.
Macar Bakanı’nın Togg’a puanı “100 üzerinden 100”
Togg’un teslimat sürecine ait soru üzerine Varank, şunları kaydetti:
“Değerli dostumla biraz evvel aracı kullandık. Kendisinin puanlaması 100 üzerinden 100 oldu diyebiliriz. Türkiye’nin arabası Türkiye’de büyük heyecan oluşturan vatandaşlarımızın gururla takip ettiği bir proje. ‘Nisan ayı prestijiyle 20 bin ön sipariş veren vatandaşımıza araçlarımız teslim edilmeye başlanacak.’ diye şirket kelam vermişti. Nisan sonu prestijiyle o 20 binlik dilimdeki araçlar teslim edilmeye başlandı. Bakan arkadaşlarımızla makam araçlarımızı teslim aldık, bunları kullanıyorduk. Vatandaşlarımız da 7 kentte bu araçları teslim alıp kullanmaya başladılar. Araçların teslim edildiği kentlerde de bir coşku ve heyecan var. Bu türlü bir gururun piyasaya çıkmasından vatandaşlarımız şad. Bu bir araç projesi olarak kıymetlendirilebilir ancak bu Türkiye’nin Arabası Projesi, Türkiye’nin, kendine güvendiğinde, desteklendiğinde neleri başarabileceğinin en hoş örneklerinden birisidir.”
Varank, Türk otomotiv endüstrisinin Avrupa’da da bilinen dünyanın en değerli üreticilerden birisi olduğuna dikkati çekerek, şu anda Avrupa’nın en fazla ticari aracının Türkiye tarafından üretildiğini belirtti.
“Medikal kesimindeki Türk ve Macar firmaları bir ortaya getirdik”
Bakan Varank, şöyle devam etti:
“Böyle güçlü bir otomotiv sanayisi varken Türkiye’nin kendine ilişkin bir marka ve araca, yerli arabaya bir türlü kavuşamıyordu. Türkiye’nin arabası projesi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunu başarabileceğimizi tüm dünyaya göstermiş oldu. Vatandaşlarımızın 60 yıllık hayali vardı. İhtilal arabasından bu yana Türk halkı kendine ilişkin bir markaya sahip olmak istiyordu ve işte Türkiye’nin arabasıyla bu gururu ve heyecanı yaşıyor insanlarımız. Türk mühendislerinin ve teknisyenlerinin istediğinde neleri başarabileceğini şahsen sokaklarda görüyor. Bu heyecanı vatandaşlarımıza yaşattığımız için memnunuz, gururluyuz. Bugün bedelli dostumla (Szijjarto) arabayı denedik. Son teknolojili olan değişen trendlere yanıt verebilecek bir araç. ‘Macaristan’da satılır mı?’ dedim. ‘Gayet düzgün satılır’ dedi. Bu muvaffakiyet öyküsünü farkı kesim ve alanlarda sürdüreceğiz. Medikal kesimindeki Türk ve Macar firmaları bir ortaya getirdik. Türkiye’nin arabasında yakaladığımız başarıyı medikal dalında hangi alanlarda gerçekleştirebiliriz, bunun bir kıymetlendirme toplantısını yaptık. Biz inanırsak, güvenirsek memleketler arası manada işbirliklerimizi sürdürürsek hem Türkiye hem Macaristan kendi bölgelerinde iki değerli üretici güçlü ülke olarak daha fazla ön plana çıkacak.”
(AA)
Yorumlar kapalı.