Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, Cumhur İttifakı’nın yeni yasama yılında birinci gündem unsuru olan “yeni anayasa” talebiyle ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. AKP-MHP blokunun yeni bir anayasayı referanduma taşıyabilmek için HDP’nin oylarına gereksinim duyacağını kaydeden Süheyl Batum, “Kurulan sistemin devamlılığı için öbür ortaklara muhtaçlık duyuluyor. Biri HDP başkası şeriatçılar. Yapmak istedikleri; Cumhuriyet’in desteklerini ortadan kaldıracak birlikteliği sağlayabilmek” dedi.
Süheyl Batum, Sözcü muharriri Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Cumhur İttifakı’nın mevcut anayasa için kullandığı “yamalı bohçe” telaffuzuna dikkati çeken Batum, “Hakim ve Savcılar Konseyi’ni büsbütün değiştirdi, Anayasa Mahkemesi’ni değiştirdi, Danıştay’ı Yargıtay’ı değiştirdi, yargıçların özlük haklarını bir kişinin iki dudağına bağladı, bakanlar konseyini külliyen çıkarttı, cumhurbaşkanını tek yetkili hale getirdi, neyi ‘keşke yapsaydık yamalı bohça olmasaydı’ diyor? Geride kala kala Anayasa’nın “değiştirilemez” birinci 4 hususu kaldı, onun dışında ‘yamalı bohça’ filan değil, tamamı 2017’de değişti” tabirlerini kullandı.
“Yamalı bohça diyorsa değişmesi istenen bir tek şey var; birinci 4 madde”
Batum devamında, “Bütçeden tutun Anayasa’nın değiştirilmesi düzenlemesine kadar, parlamentonun oluşması, milletvekillerinin hakları, yetkileri, cumhurbaşkanının bütün yetkileri, her şeyi değiştirildi. Değiştirilmeyenleri de aslında değiştirilmiş saydılar; ‘3’üncü kere cumhurbaşkanı adaylığı olur’ diye. Artık biri bana desin ki ‘şundan ötürü yamalı bohça.’ Yamalı bohça diyorsa değişmesi istenen bir tek şey var; birinci 4 madde” diye konuştu.
“Yapılmak istenen, Cumhuriyet’in desteklerini ortadan kaldıracak bir birlikteliği sağlayabilmek”
“Bu iş çok net, emin olun bu yapılmak istenen anayasada yargı gerçek bir hukuk devletine dönüştürülmek istenmiyor. Hiç kimse ‘Türkiye gerçek bir hukuk devletidir’ demesin” diyen Batum, şunları kaydetti:
“İşte yapılmak istenen şu; bugüne kadar AKP ve MHP’nin, iki partinin gücüne yahut belli nedenlerle birbirine dayanak olmasına dayanarak bir anayasal sistem kurdular, bunun işleyebilmesinin tek sebebi vardı, Cumhurbaşkanı bir iş yaptığında etrafında her biçimde, ne olursa olsun devam edecek bir parti çoğunluğunun olması. MHP de tıpkı biçimde destekledi; açılım ‘tamam’, Osman Öcalan’ı televizyona çıkartalım ‘tamam’, hain diyelim ‘tamam’, ne derse yapalım dediler. Pekala ya Cumhurbaşkanı Erdoğan rastgele bir nedenle oradan ayrılmak durumunda kalırsa? O vakit üzerine o kadar yatırım yapılmış bu sistem çöker, demek ki bunu dağıtacak bir düzenek lazım. Artık yalnızca bir iki partiyle değil, diğer güç odaklarının takviyesini sağlayabilecek bir yapı lazım, bu da ne olur; Türkiye’de iki kesim var, biri siyasi bir parti HDP, oburu ‘laikliği savunanlar kafirdir’ anlayışında olan şeriatçı kesim. Yapılacak şey, birinci 4 maddeyi değiştirerek yahut değiştirmeseniz dahi fonksiyonsuz hale getirerek Cumhuriyet’in desteklerini ortadan kaldıracak bir birlikteliği sağlayabilmek, bana nazaran yapılmak istenen bu.”
“Yeşil Sol Parti’nin oyunu alacak bir ekip düzenlemelere gereksinimleri olacak”
Batum, “İktidar HDP ile işbirliğine mi gidecek?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Tabii, açıkça ortada, buna mecburlar zira getirmek istedikleri yeni anayasal sistemi lakin bir sayı çoğunluğuyla geçirebilirler (360 milletvekili ile), bu çoğunluk da onlarda yok. Münasebetiyle Yeşil Sol Parti’nin oyunu alacak bir ekip düzenlemelere katiyetle muhtaçlıkları olacak. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kaç milletvekili var; 263, MHP ve Yeşil Sol’un toplam milletvekili sayısı 107, toplarsanız 370 milletvekili. Anayasa’yı referandumla değiştirmek için kaç milletvekiline muhtaçlıkları var; en az 360. Demek ki bu çoğunluk yetiyor. Referandumu nasıl olsa geçiririz diye düşünüyorlar. Biz daha evvel nasıl geçirdik, mühürsüz oyları geçerli sayarak geçirdik, gerekirse artık ‘geçti bu’ deriz, kim hayır diyecek?”
Röportajın tamamını okumak için .
Yorumlar kapalı.