ÖZREM-DER Lideri Fahri Şeker, KHK ile getirilen düzenlemede yer alan kamera kontrolünde uyumsuz kayıt bulgularıyla getiirlen ceza düzenlemelerine reaksiyon gösterdi. Şeker, düzenlemenin BM Çocuk Hakları Mukavelesi’ni ihlal ettiğini, özel ihtiyaçlı bireylerin eğitim ve rehabilitasyon muhtaçlıklarının kesintisiz ve en yüksek nitelikle sağlanmasının hedef olması gerektiğini aktardı.
“EĞİTİM ALAN ÖZEL BİREYLERİN EĞİTİM HAKKI ORTADAN KALDIRILIYOR”
Şeker, eğitim ödeneğinin hakediş mesnedi olarak getirilen kamera kontrolünde ortaya çıkan uyumsuz kayıt bulgularının evvel iki kat ve yasal faizi ile talep edilerek ödetilmesi, tekrarı halinde ise kurum açılış müsaadelerinin (ruhsatların) iptaline gidilmesi kararının, işletmeci, kurucu yahut yöneticeye yönelik bir mali ve idari yaptırım olmaktan çıkarak eğitim alan özel bireylerin eğitim hakkının ve eğitim işçilerinin çalışma hakkının ortadan kaldırılmasına döndüğünü, esasen çok zahmetle ve bir kontenjan kısıtı ile verilen çalışma müsaadelerinin iptali sonucunda, pek çok bölgede ne özel bireyler ne de çalışanlar için bir seçenek bırakılmadığını belirtti.
Şeker, sorunun tahlilinin KHK kararının ruhsat iptaline ait telaffuzunun iptali ve uygunsuz hareketin tekrarı halinde mali ve idari yaptırımların her seferinde katlanan bir oranla arttırılması olduğunu ekledi.
“BM ÇOCUK HAKLARI MUKAVELESİNİ İHLAL EDİYOR”
BM Çocuk Hakları Mukavelesi’nin zihinsel yada bedensel yetersizliği olan çocukların saygınlıklarını teminat altına almak, özgüvenlerini geliştirmek, toplumsal yaşama aktif bir biçimde katılmalarını sağlamak üzere vazifeleri kontratın tarafı olan ülkelere bir vazife olarak verdiğini ekleyen Şeker, KHK’nın kelam konusu yorumunun bu nedenle yalnızca Anayasa’mızı değil imzacısı olduğumuz BM Çocuk Hakları mukavelesini de ihlal eden sonuçlar yarattığını, bu durumun utanç ve keder kaynağı olduğunun altını çizdi.
“DENETİM, NİTEL DURUM VE İLERLEMENİN ÖLÇÜLMESİYLE SAĞLANABİLİR”
“Denetim olmasın, hakedişler muhakkak ve objektif kriterlere yaslanmasın” üzere bir istek ya da talepleri olmadığını söyleyen Şeker, fakat kontrol salt nicel büyüklüklerle hudutlu bırakılırsa, toplumun bu merkezlerden beklediği yararın ölçülemeyeceğini, temel olan kontrolün, nitel durum ve ilerlemenin ölçümlenmesi ile sağlanabileceğinin altını çizdi.
Özel ihtiyaçlı bireylerin eğitim ve rehabilitasyon gereksinimlerinin kesintisiz ve en yüksek nitelikle sağlanmasının hedef olması gerektiğini belirten Şeker, tüm idare, kontrol ve bütçeleme faaliyetinin bu gayesi gözeterek ifa edilmesinin temel olduğunu tüm siyasi, idari, toplumsal ve akademik tarafların anlayacağına inançlarının tam olduğunu söyledi.
Yorumlar kapalı.