SES İzmir Şubesi, kentte örgütlü oldukları hastanelerde, Türkiye genelindeki hastanelerde verilen sıhhatsiz ve kalitesiz yemekleri protesto etti. Hastane bahçelerinde “Emekçi Sofrası” kurarak sıhhat çalışanlarına ve hastalara, hasta yakınlarına simit, ayran dağıttı.
Alsancak Devlet Hastanesinde bir ortaya gelen sıhhat çalışanları “Hastanelerde yemekler şirket eliyle degil, sağlıklı, kaliteli ve doyurucu olarak kamu eliyle verilsin” yazılı pankart açtı. Sağlıkçılar ellerinde “Sağlıklı yemek hastanın da çalışanın da hakkıdır”, “Hastanemizde doyurucu ölçüde sağlıklı yemek çıksın”, “Yemekhanelerde özelleştirmelere son verilsin”, “Nöbetlerde gece kahvaltısı doyurucu ölçüde verilsin”, “Yemekte taşeron şirkete hayır”, “Sağlıklı ve doyurucu beslenme haktır! Boykot var!” yazılı dövizler açtı.
Sağlıkçılar ismine basın açıklamasını SES İzmir 2’Nolu Şube Yöneticisi Fatih Özbilgi okudu.
Özbilgi, açıklamasında şunları söyledi:
“Genellikle meskeninde de gereğince beslenemeyen sıhhat ve toplumsal hizmet işçileri uzun saatler ve fazlalaşan iş yükü şartlarında işyerinde de âlâ beslenememektedir. Sıhhat ve toplumsal hizmet işçilerinin iş yerlerinde kâfi ve istikrarlı beslenmesi en temel çalışma haklarından olmasına karşın bu hakları yıllarca gasp edilmiş ve pandemi periyodunda kâfi ve istikrarlı beslenme imkanları büsbütün ortadan kalkmış, Ankara Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitelerinde yemek ve beslenme hizmetlerinin maliyeti arttıran bir kalem olarak ele alınması basına ve kamuoyuna yansımıştı. Sıhhati müdafaası gereken kurumlarda bile kâfi ve istikrarlı beslenme şartlarının sağlanamaması ülkenin öteki işçilerinin ve klinikte yatarak tedavi olan hasta ve refakatçilerin beslenme şartlarının da irdelenmesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır” diye konuştu.
“ORTAÇAĞ KOŞULLARINDA”
Yemeklerin sıhhat ve kalite bakımından yetersiz olduğunu aktaran Fatih Özbilgi, “Sağlık işçilerinin mali ve özlük hakları ihlal edilip emekleri sömürülürken bir taraftan hastane yönetimi/idarecilerinin hastanelerin ekonomik darlıktan çıkış yolu olarak yemeklerden tasarruf etme eğiliminde olmaları ya da eksiklikler ve taleplere karşı duyarsız kalmaları sıhhat işçilerini değersizleştirme ve yok sayma eğilimini ortaya koymaktadır. Bu eğilim besin fiyatlarındaki artışla birlikte sıhhat işçilerine çalışırken protein bedeli, içindeki kurtlardan ibaret olan âdete ortaçağ şartlarında işçilere reva görülen beslenme şartları dayatmasına dönüşmüştür. SES olarak bu sorunu görünür kılmak için daha öncede aksiyonlar, anketler, imza kampanyaları örgütledik sözlerini kullandı.
“MAFYALAŞAN YEMEK ŞİRKETLERİ”
Konuyla ilgili olarak Diyarbakır şubesinin boykot düzenlediğini hatırlatan Özbilgi, “Mafyalaşan yemek şirketleri işyeri temsilcimizi yemekhanede silahla yaralanmıştı. Tekrar çeşitli vilayetlerde bu meseleye dikkat çekmek isteyen temsilcilerimiz, yemek firmaları tarafından tehdit edilmişlerdi. Bu gelişmeler olurken Sıhhat Bakanlığı gözünü kulağını kapatmış şu an olduğu üzere izlemekle yetinmişti. Bu sessizliği, vurdumduymazlığı yemekhaneleri boykot ederek bozuyor ve tüm halkımızın sorunun giderilmesi için bizi desteklemesini bekliyoruz. Sorunun asıl nedeni yemekhane hizmetlerinin kamusal olmaktan çıkarılmasıdır. Kesimde adeta monopolleşen muhakkak yemek firmaları tarafından yetersiz ve nitelikten çok uzak bir biçimde sunulan yemek ve beslenme hizmetleri sıhhat işçilerinin ağır çalışma şartlarının muhtaçlığını karşılamamaktadır. Çeteleşen, monopolleşen bu firmaların ihale yolsuzlukları iki hafta evvel yayınlanan Sayıştay raporunda 15 sayfalık bir kısımda yer almıştı. Bu nedenle bizlerden alınan vergilerle karlarına kar katarken bizi aç bırakan özel dalca sunulan yemek ve beslenme hizmetleri evvelce olduğu üzere kamu tarafından sunulmalı ve aşağıdaki taleplerimiz karşılanmalıdır” dedi.
TALEPLERİNİ SIRALADILAR
Sağlıkçılar taleplerini ise şu sözlerle lisana getirdi:
Yorumlar kapalı.