HOLLYWOOD’DA TACİZ KURBANI OLMAYAN YILDIZ YOK GİBİ
O birinci devirde, ortalarında çok ünlülerin de bulunduğu birçok bayan yıldız, mesleğinin başında yaşadığı tacizi, kendilerine yönelen ahlaksız teklifleri bütün açıklığıyla anlattı.
Aradan geçen vakit içinde de itiraflar birbirini kovaladı. Durumu kısaca özetlemek gerekirse…Hollywood’da yapımcıların yada direktörlerin tacizine uğramayan yıldız yok gibi!
Brendan Fraser, tacize uğradığını itiraf ettikten sonra Hollywood’un kara listesine alındı. Bu durum, özel hayatına da yansıdı ve evliliğinin sonunu getirdi.
Şimdi burada bir duralım.Sinema dalındaki ya da genel manada şov dünyasındaki taciz kurbanlarının yalnızca bayan yıldızlar olduğu düşünülebilir. Lakin ne yazık ki bu hakikat değil. Zira daldaki erkekler de birebir dehşetli sahiden nasibini alabiliyor.
Bunun en çarpıcı örneğini de Balina (The Whale) isimli sinemayla mesleğinde “ikinci sefer doğan” Brendan Fraser sergilemişti. Yıllar evvel Altın Küre mükafatlarını dağıtan Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin eski lideri Philip Berk tarafından taciz edildiğini ileri süren Fraser, bu yüzden hem özel hayatında hem de mesleğinde güç vakitler yaşadığını saklamadı üstelik.
ODAYA GİRDİM, ÜZERİNDE BORNOZ VARDI
Bu çeşit itiraflara bir öteki erkek oyuncu tarafından yeni bir halka eklendi. Bir periyoda damgasını vuran Bayan Doubtfire (Mrs Doubtfire) sinemasında şimdi küçük bir çocukken rol alan Matthew Lawrence,kardeşleriyle birlikte sunduğu bir pod cast yayınında çok ünlü ve ödüllü bir direktörün tacizine uğradığını itiraf etti.
Matthew Lawrence,erkek kardeşleri Joey ve Andrew ile birlikte hazırladığı Brotherly Love Podcast’te hem de bir değil birkaç kere bu tıp olaylar yaşadığını anlattı. Şu anda 43 yaşında olan Lawrence, çok ünlü bir sinema direktörü tarafından taciz edildiğini, onun isteklerini yerine getirmeyince de ajansının kendisiyle yollarını ayırdığını söyledi.
‘SOYUNMAM GEREKTİĞİNİ, FOTOĞRAFLARIMI ÇEKECEĞİNİ SÖYLEDİ’
Lawrence “Ajansımı kaybettim. Zira beni bir otel odasına göndermişlerdi. Ki onların beni bu türlü bir iş için oraya gönderdiğine inanamıyorum” diyerek başladı yaşadıklarını anlatmaya. Sonra da Oscar ödüllü bir direktörle buluştuğunuekledi.
Kendisi odaya girdiğinde ismini vermediği direktörün üzerinde yalnızca bir bornoz olduğunu anlattı Lawrence. Sonra da kelamlarını şöyle sürdürdü: “Benden soyunmamı istedi. Söylediğine nazaran kimi fotoğraflarımı çekmesi gerekiyordu. Eğer onu isteklerini yapsaydım bir sonraki Marvel karakteri ben olacaktım. Bunu yapmadım. Ve sonra ajansım beni kovdu. Zira isteklerini reddedip direktörün odasını terk etmiştim.”
‘BU BAHİSTE BİLE İKİLİ STANDART VAR’: Matthew Lawrence (en sağda) kardeşleriyle birlikte sunduğu podcast yayınında, tacize uğradığını itiraf eden bayan ve erkek yıldızlara yaklaşım konusunda ikili standart olduğunu savundu.
Matthew Lawrence, sinema bölümünde taciz kurbanları kelam konusu olduğu vakit bayan ve erkekler ortasında ikili standart ileri sürdü.
Yayında Lawrence kesimde erkeklerin tacize uğrama konusunda kendilerini daha güç tabir ettiğini ve çok daha güç anlaşıldıklarını söyledi.Bunu da şöyle açıkladı “Çünkü erkekler baskın karakteri ve fizikî gücü temsil eder. Bence toplumumuz, bayanların başına gelenleri erkeklerin de yaşayabileceğini kabullenmeye şimdi hazır değil.”
TACİZİ ANLATTI, HAYATI TEPETAKLAK OLDU
Aslına bakılırsa Brendan Fraser da buna emsal kimi açıklamalarda bulunmuştu. Son devirde kendisi için bir tekrar doğuş projesi manasına gelen The Whale (Balina) ile gündemde olan Fraser, 2000’li yıllarında başında tacize uğradığını birkaç yıl sonra itiraf etti. Üstelik onu taciz eden bir erkekti. Bu itirafının akabinde da hem mesleği hem hayatı tepetaklak gitmeye başladı Fraser’ın.
2003 yılında bir dergiye verdiği röportajda çok çarpıcı bir itirafta bulundu. Anlattığına nazaran Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin eski lideri Philip Berk tarafından tacize uğramıştı. Fraser, bu durumu o sırada evli olduğu Afton Smith’e anlattığını lakin kamuoyuna açıklama yapmadığını da kelamlarına ekledi.
Fraser’ın kendisine yönelik bu taciz argümanlarına Berk’ten gelen cevap ise enteresandı. Philip Berk, aslında Fraser’a yönelik rastgele bir tacizde bulunmadığını, yanlış bir şey yapmadığını zati bu mevzuda kendisine bir özür mektubu yazdığını açıkladı. Brendan Fraser’ın tezlerini da “tamamen uydurma” diye nitelendirdi.
Fraser, bu açıklamasının akabinde bilhassa de Hollywood Yabancı Basın Birliği tarafından verilen Altın Küre ödüllerinde “kara liste”ye alındığını savundu. Bütün bu olaylar Fraser’ın içine kapanmasına ve depresyona girmesine neden oldu.
UNUTULMAZ FİLM
Bu ortada meraklısına bir not… Matthew Lawrence’ın oynadığı Bayan Doubtfire sinemasından de biraz kelam edelim. Canına kıydığında milyonlarca hayranını yasa boğan Robin Williams’ın en ünlü sinemalarından biri.
1994 üretimi sinemada Williams değerli rolleri Sally Field ile paylaşıyordu. Chris Columbus’un yönettiği sinemanın konusuna gelirsek: Daniel ve Miranda’nın evlilikleri hiç uygun gitmemektedir. Miranda, Daniel’in ne kadar düzgün baba olduğunun farkında olsa da onu çok sorumsuz bulmaktadır. Karısına ve çocuklarına karşı büyük bir sevgi besleyen Daniel istemeye istemeye boşanmayı kabul eder.
Fakat mahkemenin çocukları annelerine vermesi sonucu çocuklarından farklı kalmak zorunda kalan Daniel, bu duruma bir tahlil bulmaya kararlıdır. En uygun bulduğu tahlil ise dadı kılığına girerek çocuklarının bakıcısı olmaktır. Bu halde olduğundan değişik bir karaktere bürünerek çocuklarının ve karısının itimatlarını tekrar kazanan Daniel’in başı, aksiliklerden kurtulmayacaktır.
Yorumlar kapalı.